ads

7 Ekim 2011 Cuma

Ab çevre politikaları - AB Çevre Politikasının Oluşumu

AVRUPA BİRLİĞİN’DE
ÇEVRE POLİTİKASI

AB Çevre Politikasının Oluşumu


Avrupa Birliği’nin Çevre Politikası, AT Antlaşması’nın birçok maddesinde yer almaktadır. Bunların arasında iki tanesi önemlidir.(2. ve 174. Madde). AT Antlaşması sadece temel hükümleri belirlemektedir. Hukuki çerçeve, yönetmelikler ve yönergeler aracılığıyla geliştirilmektedir. Çevresel eylemler, çevre hakkındaki çok sayıda “Eylem Programı” yoluyla geliştirilmiştir.

2. Madde: Ortak eylemlerin ve politikaların yürürlüğe konulması yoluyla, Avrupa Topluluğu’na, diğer görevlerinin yanı sıra, çevre kalitesinin yükseltilmesi ve yüksek düzeyde korunmasını sağlamak görevini yüklemektedir.
174. Madde: Topluluk’un yasama kapasitesini ve Topluluk Çevre Politikası’nı yönetmede temel ilkeleri belirlemektedir.

1987 Tek Avrupa Senedi ile AT’nin temel yasalarına çevre konusunun doğrudan girişi olmuştur.
Tek Avrupa Senedi, Roma Antlaşması’nın 130. Maddesinde değişiklik yaparak “ kirleten öder” ilkesi ortaya çıkmış fakat sürdürülebilirlik ilkesinden söz edilmemiştir.

1992 Maastcriht Antlaşması ile çevre alanına politika statüsü verilmiş ve AB hukukunda “sürdürülebilir kalkınma” kavramı resmen oluşturulmuştur.
1997 Amsterdam Antlaşması ile sürdürülebilir kalkınma kavramı AB’nin ana hedeflerinden birisi haline getirilmiştir.

Çevre Eylem Programı


22 Kasım 1973 yılında Konsey ve üye ülke temsilcileri kabul ederek Topluluk bildirgesi haline geldi.
1973 yılında 1. Çevre eylem programı
1977 yılında 2. Çevre eylem programı
1983 yılında 3. Çevre eylem programı
1987 yılında 4. Çevre eylem programı
1993 yılında 5. Çevre eylem programı
2002 yılında 6. Çevre eylem programı

Dört Çevre Eylem Programının temelinde: kirliliğin önlenmesi

5. Çevre Eylem Programı temelinde: Sürdürebilir kalkınma ve sorumluluğun paylaşılması.

6.Çevre Eylem programının Temelinde: AB’nin önümüzdeki 10 yıl içindeki çevre hedefi ortaya konmuştur. “Çevre 2010 :Geleceğimiz, Tercihimiz” başlıklı programın öncelikli hedefleri şunlardır:


İklim Değişikliği
Doğa ve Biyolojik Çeşitlilik
Çevre ve Sağlık
Doğal Kaynaklar ve Atıklar




İklim Değişikliği: 19.yüzyıldan bu yana Dünya yüzey sıcaklığı ortalama 0.3-0.6 C° derece artmıstır.Fosil( kömür,doğal gaz ve petrol) yakıt kullanımı ve ağaçların yok edilmesinden dolayı oluşan sera gazalarının (CO2 , CH4 , O3 ...) küresel ısınmaya yol açması, AB üye devletlerin 2008-2012 yılları arasında sera gaz emisyonunu % 8 oranında azaltması programına gidilmiştir.
Doğa ve Biyolojik Çeşitilik: Farklı canlı türlerinin korunması ve endüstriyel kazaların önlenmesi.
Çevre ve Sağlık: AB hava, su, gürültü kirliliğin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini önlemek.
Doğal Kaynaklar ve Atıklar: Kaynakların doğru kullanıl ması ve atıkların doğru şekilde ayrılmasıyla geri dönüşüm sağlanarak çöp sorununu çözmek.

AB Çevre Politikası’nın Hedefleri


Çevrenin korunması,kollanması ve kalitenin yükseltilmesi
Doğal kaynakların ve doğanın ekolojik dengeye zarar vermeyecek şekilde işletilmesi
Toprak kullanımında Çevre Etki Değerlendirmesi’nin (ÇED) dikkate alınması
İnsan sağlığının korunması
Çevre problemlerine ortak çözümlerin aranması




AB Çevre Politikası’nın İlkeleri


Kirleten öder ilkesi ( topluluğun temel hedefidir)
Bütünleyicilik ilkesi (çevrenin korunmasında topluluğun diğer politikalar içine entegre edilmesi)
Kaynakta önleme ilkesi (atığın üretildiği yerin yakınında bertaraf edilmesi)
Önleme ilkesi( zararın ortaya çıkmasından önce gerekli önlemlerin alınması)
Tedbirli olma ilkesi (Çevre açısından olumsuz sonuç oluşturacak belli bir fiilin bilimsel kanıtı beklemeden önlem alınması)

AB Çevre Politikası’nda Temel Uygulama Alanları


Hava Kalitesi
Gürültü Kirliliği Yönetimi
Su Kalitesi
Atık Yönetimi
Endüstriyel Kirliliğin Kontrolü ve Risk Yönetimi
Kimyasallar ve Doğanın Korunumu
İklim Değişikliği
Nükleer Güvenlik ve Radyasyondan Korunma
Yatay Mevzuat

Hava Kalitesi

AB mevzuatı:

Hava kalitesi çerçeve düzenlemesi (karbon monoksit, sülfür dioksit gibi kirleticiler için Direktiflerle)
Yüzey atmosferik ozon
Stratosferik ozon
Petrol depolama ve dağıtımından kaynaklanan emisyonlar
Sıvı yakıtların kükürt içeriği
Trafik dışı hareketli araçlardan çıkan emisyonlar
Atık yakma tesisleri
Sanayi ve büyük yakıt yakma tesisleri
Sera gazı emisyonları
Zararlı kimyasalların üretim ve kontrolü

Gürültü Kirliliği Yönetimi

Büyük yerleşim merkezlerinde görülen gürültü bir çevre problemi olup insan sağlığını ciddi boyutta etkilemektedir.
Gürültü emisyonlarının çoğu ulaşımdan kaynaklanmaktadır.Araç sayısının artmasıyla gürültü sorunuda büyümektedir.
Uçak işletmesi,
Ev Eşyaları,
Motorlu Araçlarda Egzos Sistemleri,
Motorsikletler,
Açık Havada Çalışan Aletler için Gürültü Emisyonları


Su Kalitesi


2010’nun sonuna kadar yerüstü sularının ve kıyıların organik kirlilikten temizlenmesi AB’nin ilk hedefleri arasında.
Kentsel atık su arıtıma direktifi(yerel yönetimler ve sanayi atık su arıtma alanında yatırımlar yapmaları)
Su kalitesinin korunmasında belli kirleticilerin kontrolü(nitrat gibi, 1991 nitrat direktifi )

Atık Yönetimi


AB sınırları içinde yılda 2 milyar ton atık ortaya çıkması (40 milyondan fazla

olan atığın zararlı atık sınıfında olması)

AB atık mevzuatı:


Atık yönetimi
Zararlı atıkların yakılması
PCB/PCT bertarafı( Poliklorlu bifenil / Poliklorlu terfenil)
Tehlikeli atıklar
Sanayi atıkları
Evsel atıkların yakılması
Kanalizasyon ve atık su çamurları
Pillerin ve akülerin bertarafı
Ambalaj ve ambalaj atıkları
Atıkların sevkıyatı
Atıkların düzenli depolanması

Atık Yönetimine İlişkin AB mevzuatındaki prensipler

Şunlardır:


Üretim Sorumluluğu: Kirleten öder ilkesinin uygulanması

Topluluk ve üye ülke düzeyinde kendine yeterlilik: Atık kullanım tesisatı kurulması

Yakınlık: Atığın üretilen yere yakın alanda yok edilmesi

Atık Yönetim Hiyerarşisi: Atığın önlenmesi ve azaltılması,çevreye verdiği zararın en aza indirgenmesi, dönüşümle atığın yeniden kullanılması

Endüstriyel Kirliliğin Kontrolü ve Risk Yönetimi


Başlıca Direktifler ve Tüzükler Şunlardır:

Endüstriyel emisyonların kontrolü
Önemli kazaların sebep olduğu zararların kontrolü
Çevresel muhasebe ile eko-etiketlenmesi

Kimyasallar ve Biyodeğişiklilik


Kimyasallar konusunda topluluğun 2 hedefi şöyledir:

Topluluk içinde kimyasal maddelerin serbest dolaşımını kolaylaştırmak, insan ve hayvan sağlığının korunmasının yanında çevrenin korunması

Doğanın Korunumu:

Hayvanların deney ya da diğer bilimsel amaçlarla kullanımına karşı korunması
Nesli tehlikede olan türlerin korunması yönetmeliği
Habitat direktifi






İklim Değişikliği

İklim değişikliği AB’nin önem verdiği konulardan biridir


1997 yılında BM üye olan devletler tarafından imzalanan Kyoto Protokolü AB tarafından da imzalanmıştır
AB üye devletlerin 2008-2012 yılları arasında sera gaz emisyonunu % 8 oranında azaltması kararlaştırılmıştır
Enerji kullanımının iklim değişikliği üzerindeki etkisini azaltmak için Programlar oluşturmuştur
SAVE :Enerji verimliliğini sağlamak
ALTENER :Yenilenebilir enerjinin gelişimi( rüzgar ,güneş,...)
JOULE-Thermie :Temiz ve verimli enerji sistemlerinin sağlanması







Nükleer Güvenlik ve Radyasyondan Korunma


Nükleer Enerji
Radyasyondan Korunma (Medikal maruziyet)
Toplumun Bilgilendirilmesi (Radyolojik Acil Durum)
Açıkta Çalışanların Radyasyondan Korunması
Radyoaktif Atıkların Sevkiyatı
Temel Güvenlik Standardları
Radyoaktif Maddelerin Sevkiyatı






Yatay Mevzuat

Yatay mevzuat: Diğer çevre sektörlerini de ilgilendirir. Yasal

ilerleme, karar alma ve uygulamayı güçlendirmek için metodlar ve

mekanizmalar geliştirir.


ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi )
SÇD (Stratejik Çevresel Değerlendirme)
Çevresel bilgiye erişim
Raporlama
Avrupa Çevre Ajansı(AÇA)
LIFE (Çevre için mali araç )





Türk Çevre Mevzuatı AB Mevzuatı İle Uyumu


Türkiye’nin AB çevre mevzuatına uyum konusundaki yükümlülükleri ile ilgili son

ve önemli gelişmeler ilk olarak Kasım 2000 yılında olmuştur. Nisan 2003’te gözden

geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi’ne (KOB) göre Türkiye’nin uyumla ilgili

yükümlülükleri orta ve kısa vadeli olmak üzere şu şekildedir.

Kısa Vadeli:

ÇED direktifinin yürürlüğe girmesi ve uygulanması
Uyumlaştırma için finansman planı oluşturma
Çerçeve mevzuat, doğa koruma, su kalitesi, entegre kirlilik önleme
kontrol ve atık yönetimi konularında mevzuata yönelik müktesebatın

yansıtma ve uygulama faaliyetlerine başlanması

Orta Vadeli:

Çevrenin korunmasını sağlamak amacıyla müktesebat
yansıtmasının tamamlanması ve kurumsal, idari ve izleme

kapasitesinin (veri toplama da dahil) geliştirilmesi








25 Temmuz 2003’te Türkiye’nin AB Müktesebatı’nın üstlenilmesine

ilişkin Ulusal Program geliştirmiştir.


Ulusal Program’mın öngördüğü öncelikler:

Su Kalitesinin İyileştirilmesi( suda nitrat kirliligi,arıtma çamurları,kentsel atıksu arıtıma...)
Atık Yönetimi
Hava Kalitesini İyileştirme
Nükleer Güvenlik
Genetik Olarak Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar
Çevresel Gürültü Yönetimi
Kimyasallar Yönetimi
ÇED sürecinin güçlendirilmesi ve SÇD Direktifine Uyum sağlanması




AB Yüksek Maliyetli Çevre Direktifleri


Su kalitesi :
Kentsel Atıksu Direktifi
İçme Suyu Direktifi
Suya Deşarj Edilen Tehlikeli Maddeler Direktifi
Hava Kirliliği Kontrolü:
Hava Kalitesi Çerçeve Direktifi
Büyük Yakma Tesisleri Direktifi
Yakıt Kalitesi Direktifi
VOC (Uçucu Organic Maddeler)




Atık yönetimi:
Atık Çerçeve Direktifi
Katı Atık Düzenli Depolama Direktifi
Evsel Atık Yakma Direktifi
Tehlikeli Atık Yakma Direktifi
Ambalaj Atığı Direktifi
Atıksu Çamuru Direktifi
Endüstriyel kirliliğin kontrolü:
Endüstriyel Kirliliğin Önlenmesi ve Kontrolü (IPPC) Direktifi
SEVESO II Direktifi

Yasal yansıtma


Yasal yansıtma devam

ediyor

İlerleme yıllık olarak izleniyor
AB mevzuatının zaman içinde değişmesinden ötürü hareketli bir hedef

2014 yılından itibaren direktiflere önerilen uygulama süreleri


Tehlikeli Atık Direktifi 14 yıl
İçme Suyu Direktifi 10 yıl
Kentsel Atıksu Arıtma Direktifi 10 yıl
Düzenli Depolama Direktifi 8 yıl
Endüstriyel Kirlilik Kontrol Direktifi 7yıl
Ambalaj Atıkları Direktifi 6 yıl
Yakma Tesisleri Direktifi 5-15 yıl
Su Çerçeve Direktifi en az 10 yıl




Sonuçlar



Çevre başlığı, müzakerelerde Türkiye’nin en çok zorlanacağı
başlılardan biridir

Uygunluk için yıllar gerekecektir ve geçiş dönemleri yalnızca önemli çevre direktiflerine yönelik olacaktır
Türkiye AB Çevre fonlarından en verimli şekilde faydalanmalıdır
Özel sektörün bu yükü kaldırılabilmesi için, teşvik edici önlemler alınmalıdır
Çevre yatırımları için bir strateji geliştirilmelidir
Çevre uyumu çalışmalarında yüksek çevre standartlarını yakalayabilmek için uygulamaya yönelik adımlar atılmalı, gelecek kuşak içinde yaşanabilir yeşil ve temiz bir çevre bırakılmalıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ads2